İŞTE BÖYLE: "Geçmişe Sağlam ve Samimi Dayanıp, Geleceğe Sımsıkı Sarılmak ve Özenle Korumak Gerek" |
Sevgili ve değerli “Türkiye Petrolleri
Anonim Ortaklığı” Araştırma Merkezi Grubu Başkanlığı (1954’den itibaren TPAO’lu
olmuş veya 1967 – 21 Eylül 1976 döneminde sürece intikal ederek Araştırma
Merkezi’nin Kurucu Kadrosunda yer almış) her derece ve düzey arkadaşlarımız ile
1976 -2000 yılları arasında TPAO Araştırma Merkezi Ailesine katılarak
hayatiyetine katkı sağlamış, güç vermiş, içtenlikle hizmet etmiş;
Aziz ve Eskimeyen Kadim Dostlar,
Nadir Kıymetler ve Müstesna İnsanlar…
Öncesi ve Sonrası ile “Biz Hepimiz” adeta
bir devire damgamızı vurduk;
Elbette; Bundan sonrası için de böyle
olmasını ve TPAO ile Araştırma Merkezinin daha uzun yıllar “tıpkı kurulduğu
günün anlayış, kavrayış-idrak, amaç, hedef, hizmet ilkeleri, Millete Hizmet misyonu,
alanında önder, lider ve evrensel bir dünya şirketi vizyonu şuuru içinde” ebed-müddet
yaşamasını isteriz.
BU NEDENLE;
“Biz artık emekli olduk” (veya çalışıyoruz ama sahipsiz ve kimsesiz kaldık) algısı ve
anlayışı içinde değil; Tıpkı birlikte çalıştığımız o harika günler hürmetine “Burası her
daim bizim Şirketimizdir. En kavi (sağlam), doğru-dürüst, onurlu-sorumlu ve
dünya çapında artan başarısı, yükselen üretimi ve Türk Milleti’ne ‘en ucuz
petrol, doğal gaz, enerji ürünleri ve türevlerini" sağlayan ve pazarlayan bir kurum olarak ‘kutsal
hizmet unsuru’ bağlamında sürmesi için güçlü bir irade, kararlılık ve azimle
çalışmak” arzu, özlem ve idealini, adeta bir vazife şuuru içinde sahiplenmeliyiz diye
düşünüyorum…
Bu enerjiyi tetikleyecek, (İzmir) Milli İktisat
Kongresi ilkeleri istikametinde sinerji akımları yaratacak deneyim, bilgi, birikim,
inanç ve heyecan sadece bizim jenerasyonumuzda var.
Bu bilgi, birikim, deneyim ve heyecanı
tekrar hayata geçirmeli ve yaşatmalıdır.
Doğrusu: Bu hepimiz için mutlak bir
vazife, gelecek nesiller ve Millet içinse bir Hak’tır.
Buna muktedir olamazsak da: Hiç olmazsa
kendi aramızda “mevcutlara örnek olacak bir ruh, onur, bilişim ve şuurla” yaşam
kaynağı, ilham kaynağı ve geleceğe ümitle yürümenin “nüvesi” olarak
davranmalıyız.
Dahası, bu aziz hatıraya (TPAO’nun en
çalışkan, en ilkeli, onurlu, sorumlu ve şirketine, kendi ekmek kapısı şuuru ile
sahip) ve saygılı olmak, saygı duymak ve içtenlikle yaşatmaya çalışmak bile büyük
bir erdem değil midir?
NETİCE OLARAK:
Yukarıdaki ilke, ümit, beklenti ve
söylemleri farklı biçimlerde anlayabilir;
Hattâ, hiç anlamayabilir ve/veya her
hangi bir anlam da yüklemeyebilirsiniz;
Olaya, sadece bir “sosyal aktivite” olarak
da bakabilirsiniz. Olsun.
Madem ki 2017 yılı Şubat Ayı’nda “en iyi,
içten ve samimi” niyetlerle bu inisiyatif başlatıldı; Öyle ise, “mümkün ve
müsait olduğu kadar” katılmak;
Şüphesiz büyük bir onur, dostluk, arkadaşlık ve hatıratı paylaşmak olacaktır.
Şüphesiz büyük bir onur, dostluk, arkadaşlık ve hatıratı paylaşmak olacaktır.
Buna “hayır” denilemez. Denilmemesi de
gerekir.
Gayrisi Allah Kerim…
RİCA!..
Özellikle ve başta Parisa GÖNÜLDEN, Yalçın
HATUNOĞLU, Cengiz KESKİN, Erhan DİLEKÖZ, Efe SİNANOĞLU, Necdet SOLAK, Fikriye Hanım ve
daha (şu anda isimleri bile aklımıza gelmeyen) “Kurumu o günlerden bu günlere tam bir vefa ile omuzlarında taşıyan” nice duayenler olmak üzere; 1980
öncesi ve sonrası efsane kadroların tamamına ulaşmalı; (Vefat edenlerle ilgili fotoğraf, hatırat, bilgi ve belgeleri derlemeli) İsim, Resim, Hayat Hikâyesi,
Duygu, Düşünce, İlim ve Fikirlerini:
WEB SİTEMİZE & İLETİŞİM, BİLİŞİM VE HABER PORTALIMIZA özenle taşımalıyız.
WEB SİTEMİZE & İLETİŞİM, BİLİŞİM VE HABER PORTALIMIZA özenle taşımalıyız.
Haydi, lütfen bir el atın ve hep birlikte
UBUNTU yapalım.
Selâm, sağlık, işlerinizde kolaylık, yaşam
boyu refah ve mutluluk dileklerimizle…
TPAO ARAŞTIRMA MERKEZİ EMEKLİLERİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder